FAQ TR

Kırmızı bülten, dünyanın dört bir yanındaki kolluk kuvvetlerine teslim olmak, iade edilmek veya başka bir yasal işlem yapılmak üzere bekleyen bir kişinin bulunması ve yakalanması için yapılan bir taleptir. Kırmızı bülten, bir tutuklama emri değildir. Finansal kurumlar, risk yönetimi, kırmızı bültenler ve müşteri hesapları ile ilgili kendi politika ve prosedürlerini oluştururlar. Bir müşteri Kırmızı Bülten'den haberdar olmayabilir ve finansal kurum, o müşterinin hesabını kapatabilir. Çoğu banka ve diğer finansal kurumlar, ilişkinin kurulması üzerine yazılı olarak müşterilerini bilgilendirir ve finansal kurumun herhangi bir sebeple herhangi bir zamanda hesabı kapatabileceğine yetkisinin olduğunu belirtir. Bir müşterinin, fonlarını geri almak için yasal işlem yapması gerekebilir.

INTERPOL'ün polis memuru olarak görev yapan kendi memurları olmadığını anlamak önemlidir. INTERPOL, adli makamlar ve onların 190 INTERPOL üye ülkesindeki muhatapları arasında soruşturma desteği ve güvenli iletişim sağlar. INTERPOL ayrıca veritabanları, servisler ve kaynaklar ile de ilgilenir. INTERPOL desteği ve kaynakları genellikle üye ülkelerin adli makamları ve Ulusal Merkez Büroları tarafından kullanılabilir.

INTERPOL, 195 üye ülkesi ile birlikte dünyanın en büyük polis teşkilatıdır. Tüm üye ülkeler, Genel Sekreterlik ile birlikte çalışarak polis soruşturmalarıyla ilgili bilgileri paylaşırlar. Her üye ülkenin, ulusal polisi küresel bir ağda birbirine bağlayan bir Ulusal Merkez Bürosu bulunmaktadır. Üye ülkeler ayrıca yıllık Küresel Genel Kurul'da bir araya gelerek politika kararları alırlar. Bazı üye ülkeler, diğer ülkelerden daha az kaynaklara sahip olabilir, ancak INTERPOL etkin bir küresel organizasyon olarak faaliyet gösterir.

Kırmızı bülten, aranan bir kişinin yerini bulmak ve iade edilmek üzere yakalanması için çıkarılan uluslararası bir uyarıdır. Interpol kırmızı bültenleri, uyarıyı veren devlet veya Interpol Genel Sekreterliği tarafından geri çekilmediği sürece beş yıl boyunca geçerlidir. Bir kaldırma talebinin niteliği ve gerekçeleri diğer herhangi bir kaldırma talebinden farklı olacaktır. CCF'nin bir kararına karşı temyiz başvurusu yapamazsınız.

Suçluların iadesi, talepte bulunan ülkenin, bir suçlama nedeniyle yargılanmak ya da suçluluğu kesinleşmiş bir suçtan hüküm giymek üzere olan bir bireyin talep edilen ülkeden teslimini istediği yasal bir süreçtir. İade uygulaması, yasal sürece dahil olan ülkelerin koşullarına bağlıdır. Çoğu durumda iade, yürütme ve yargı aşamasından oluşur. Talep edilen ülkede birey gözaltına alındıktan sonra dava yargı aşamasına girer. Mahkeme, iade talebinin geçerli iade anlaşmasının ve talep edilen ülkenin yasalarının gereksinimlerini karşılayıp karşılamadığına karar verecektir. Yargı kararı ve aranan kişinin teslim edilmesine ilişkin yürütme kararı, birden fazla temyize tabi olabilir.

Suçlamalarla ilgili yargılama için belirli bir eyalet veya ülkeye dönmeniz istenebilir. Muhtemelen bir ön soruşturma duruşmasına katılmanız gerekecek ve iade süreci devam ederken cezaevinde zaman geçirebilirsiniz. Her iade davası kendine mahsustur ve durumunuza bağlı olarak hem bir ceza avukatı hem de bir göçmenlik avukatı tutmanız gerekebilir. Deneyimli bir ceza avukatına danışmak, göç hukuku konusunda uzmanlaşmış bir avukatı da tutmanız gerekip gerekmediğini belirlemenize yardımcı olacaktır.

Sadece kovuşturma makamları iade talebinde bulunabilir. Talep genellikle suçlamalar yapıldıktan ve mahkeme bir tutuklama emri çıkardıktan sonra yapılır. Herhangi bir ülke, herhangi bir iade talebini yerine getirebilir veya reddedebilir. Bir iade talebiyle işbirliği yapmak, insan hakları ve bireysel özgürlüklerin ihlaline neden olabilir. Ülkeler, vatandaşların haklarını ihlal etmeden birbirleriyle işbirliği yapmaya çalışabilir. Talep eden devlette isnat edilen suç, gönderen devlette suç olarak kabul edilmiyorsa, şüpheli suç için başka bir yerde zaten yargılanmışsa veya suçun talep eden ülkede bir idam suçu olması durumunda birçok ülke iade taleplerini reddedecektir.